KURUMSAL
CUMALİ AKPINAR Yazarın Tüm Yazıları
SAÄžLIK PERSONELÄ°
Başı Rahmet, Ortası MaÄŸfiret sonu ise cehennem ateÅŸinden kurtuluÅŸ olan Ramazan ayında iki önemli hadise gerçekleÅŸmiÅŸtir. Bunlardan birincisi Kur’an-ı Kerim'in indirilmeye baÅŸlanması, ikincisi ise mükâfatına Allah tarafından bir sınırlama getirilmeyen Oruç ibadetinin farz kılınmış olmasıdır.
Oruç, Müslümanların Mekke’den Medine’ye hicret etmelerinden iki yıl sonra bakara suresinin 183. ayeti ile farz kılınmıştır. “Ey Ä°man edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı, Umulur ki oruç sayesinde kötülüklerden korunursuz” diye Rabbimizin buyurduÄŸu Bakara Suresinin 183. Ayetinde, orucu hem bizden önceki inananların tuttuÄŸu hem de hakkıyla tutulan oruç ibadetinin insanları, günahlardan ve kötülüklerden uzaklaÅŸtırdığı, iyilik yapmaya ve sevap iÅŸlemeye yönelttiÄŸi de belirtilmiÅŸtir.
Ä°slam dininin gönderildiÄŸi dönemde Yahudiler ve Hıristiyanlardan da oruç tutanlar bulunuyordu. Ayrıca Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v) “Allah’ın en sevdiÄŸi oruç Davut Peygamberin Orucudur. O bir gün yer, bir gün oruç tutardı” buyurmuÅŸtur.
Allah(c.c) kendisine ibadet edenlerin sevabının derecesini, kulun ihlâs ve samimiyetine göre artırmıştır. Bu konuda Bakara Suresinin 160. Ayetinde ÅŸöyle buyrulur. “Kim bir iyilik yaparsa ona on katı verilir.”
Ayrıca Peygamberimiz bu konuda ÅŸöyle buyurmuÅŸtur: “Aziz ve yüce olan Allah ÂdemoÄŸlunun bir iyiliÄŸine on mislinden yediyüz misline kadar karşılık verir, ancak oruç hariç.” Allah Teâlâ buyurur ki: “Oruç benim içindir, onun mükâfatını ben veririm.”
Dinimizde oruç ibadetine verilecek sevabın bu kadar çok olmasından dolayı Müslümanlar Ramazan ayı haricinde de oruç tutmuÅŸlardır.
Ä°mam Gazali, meÅŸhur eseri “Ä°hyau-ulumiddin" de orucu üç dereceye ayırmıştır. Bunlar aÅŸağıdan yukarıya göre ÅŸöyledir:
a- Avamın/halk tabakasının orucu: Bunlar sabahtan akÅŸama kadar sadece yemek, içmek ve cinsî iliÅŸkiden uzak dururlar. Ama bir takım günahları iÅŸlemekten geri durmazlar. Oruçları sahihtir. Üzerlerindeki farzı eda etmiÅŸ olurlar. Fakat bu, orucun en aÅŸağı derecesidir.
b- Salihlerin orucu: Bu, yukarıdaki ÅŸartı yerine getirmekle beraber gözü, kulağı, dili, eli, ayağı ve diÄŸer organları günah iÅŸlemekten koruyarak tutulan oruçtur. Allah’ın salih kulları sadece midelerine oruç tutturmakla yetinmezler. Onlar ellerine, dillerine, gözlerine, kulaklarına ve diÄŸer organlarına sahip olurlar, günahlardan kaçınırlar. Bunların oruçları avamın orucunun üzerindedir. Oruçları daha kâmildir ve daha fazla sevap alırlar. Böyle oruç tutanlar analarından yeni doÄŸmuÅŸ gibi tertemiz olurlar, günahlarından arınırlar.
c- Peygamberler ve Allah’ın seçkin kullarının orucu: Bunlar yukarıdaki ÅŸartlara riayet etmekle beraber kalplerinden de Allah sevgisinin dışında her ÅŸeyi atarlar. Allah’tan bir an bile gafil kalmazlar. Dünyaya ve dünya sevgisine kalplerinde yer vermezler.
Hz. Muhammed(s.a.v), Kız çocuklarının diri diri topraÄŸa gömüldüÄŸü, kölelik sisteminin bulunduÄŸu, borçlarına karşılık insanların mallarına ve aile fertlerine el konulup onlardan köleler ve cariyeler edinildiÄŸi, insanların hak ve hukuklarının kabile büyüklerinin inisiyatifine bırakıldığı, tefeciliÄŸin toplumun kılcal damarlarına kadar sızdığı, fuhÅŸun yaygın olduÄŸu bir toplumda yaÅŸayan insanları, Ramazan ayında inmeye baÅŸlayan Kur’an ile medeni bir toplum haline getirmeyi baÅŸarmıştır.
Çağımızda da iÅŸgallerin, haksızlıkların, zulümlerin ve sömürülerin son bulması, sosyal adaletin saÄŸlanması, insanların bir tarağın diÅŸi gibi bir birine eÅŸit olduÄŸu bir toplum yapısına kavuÅŸması ve yaradanına iyi bir kul olması için hidayet kitabımız Kur’an-ı Kerim’in hem insanlığa ve hemde biz müslümanlara yeniden inzal olması gerekiyor. Ramazan ayı bunun için en güzel fırsattır. DeÄŸerlendirebilmemiz temennisiyle hayırlı Ramazanlar diliyorum.