KURUMSAL
CUMALİ AKPINAR Yazarın Tüm Yazıları
SAÄžLIK PERSONELÄ°
KABÄ°LE TAASSUBU-1
“Çek, çek kamçını o başın oyuklarından ey Yezid. Senin kıyamette ÅŸefaatçin Ä°bn-i Ziyad’dır, onun ÅŸefaatçisi ise Hz. Muhammed’dir.”
Bu konuÅŸma Kerbela faciası sonrası, Yezid’in sarayında geçmiÅŸtir. Hz. Hüseyin Kerbela’da ÅŸehid edildikten sonra, kesilen başı Yezid’in sarayına götürülür. Ölüsüne dahi iÅŸkence yapılır. Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v)in, oyunları bozulmasın diye namazda secdesini uzattığı, ‘Kâinatın iki çiçeÄŸi’ dediÄŸi iki torununundan biri olan Hz. Hüseyin’e duyulan bu kinin, bu öfkenin sebebi neydi?
Mekke ve Medine ÅŸehirlerinin de içerisinde yer aldığı Hicaz Bölgesinde devlet hâkimiyetinin bulunmadığı yıllardır. Dönemin güçlü devletlerinden Bizans ve Sasani Ä°mparatorlukları, sömürülecek kayda deÄŸer bir ÅŸey görmemiÅŸ olacaklar ki, Hicaz Bölgesinde hâkimiyet kurma gereÄŸi görmemiÅŸlerdir. Bu bölgelerdeki insanlar ise ÅŸehir devleti çatısı altında yaÅŸamışlar. Yani her ÅŸehir küçük bir devlet konumundadır o dönemde.
Mekke ÅŸehri de bu ÅŸekilde yönetiliyordu. Mekke’nin yönetim merkezi Darun Nedve diye bilinen bir meclisti. Mekke ile ilgili alınacak kararlar bu mecliste alınır ve kabileler eliyle de uygulanırdı. Mekke’nin önde gelen kabilelerden biri Ebu Süfyan’ın lideri olduÄŸu Ümeyye oÄŸullarıdır. Ümeyye oÄŸulları Mekke’nin siyasi ve ekonomik yönden iÅŸleyiÅŸinde büyük oranda söz sahibidir. Yine Mekke’de söz sahibi olan HaÅŸimoÄŸulları kabilesinin lideri konumunda ise Abdülmuttalip bulunuyordu.
Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v)’in dedesi olan Abdülmuttalib’in lideri olduÄŸu HaÅŸimoÄŸulları kabilesi, Mekke’nin dini alanda ki faaliyetlerini yürütüyordu. Ä°çerisinde Kâbe’nin yer aldığı Mekke ÅŸehrine, Hz. Ä°brahim döneminden beri ziyaretler gerçekleÅŸiyordu.
Ebrehe’nin ordusu tarafından Kâbe’nin yıkılmak istenmesi, sel baskını sebebiyle kaybolan zem zem kuyusunun yerinin bulunması, Kâbe’nin bakımı ve Hacılara hizmet edilmesi gibi konularda HaÅŸimoÄŸulları hep ön planda olmuÅŸtur.
Mekke de HaÅŸimoÄŸulları ile Ümeyye OÄŸulları kabileleri arasında uzun yıllar öncesine dayanan bir rekabet bulunuyordu. Mekke, Müslümanlar tarafından fethedilince ÅŸehir devleti olmaktan çıkmış, Medine merkezli kurulan Ä°slam Devletinin bir ÅŸehri haline gelmiÅŸtir. Dolayısıyla Ümeyye oÄŸullarının Mekke’de ki siyasi hâkimiyeti de Mekke’nin fethi ile son bulmuÅŸtur.
Ä°slam dini o dönemde, insanların hayat tarzı haline getirdikleri birçok yanlış uygulamanın düzeltilmesini istemiÅŸtir. Kadına, anne ve babaya deÄŸer verilmesi, Kölelik siteminin kaldırılması, faiz’in ve içkinin yasaklanması gibi uygulamalar bunlardan bir kaçıdır.
Bunun yanında, Hz. Muhammed(s.a.v) cahiliye dönemi âdeti olarak gördüÄŸü, mal biriktirme ve soy çokluÄŸu ile övünmeye dayanan yaÅŸam ÅŸeklini de toplumun hayatından kaldırmak istiyordu. Böylelikle, insanlar hem eÅŸit yaratıldıklarının farkına varacaklar hem de Mekke ve Medine de kabileler arasınsa yaÅŸanan çatışmalar ve kan davaları son bulmuÅŸ olacaktı. Mal ve soy çokluÄŸu ile övünme konusunda, Allah(c.c) insanları ÅŸu ÅŸekilde uyarıyordu.
“Çoklukla övünme yarışı, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı”(Tekasür Suresi:1-2)
Peygamberimiz Veda Hutbesinde, “Hepiniz Âdemin çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır.” diyerek herkesin topraktan yaratıldığını, dolayısıyla bir kabile yada ırka mensup olmanın bir üstünlük sebebi sayılamayacağını vurgulamıştır.
Hz. Muhammed(s.av)in torununu Hz. Hüseyin, Kerbela’da ÅŸehid edilip kesilen başı Yezid’in sarayına getirildiÄŸinde, Yezid’in “Bedrin intikamını aldım” dediÄŸi rivayet edilir. Bu sözü söyleme sebebi, Bedir savaşında Yezid’in dedesi olan Ebu Süfyan’ın müÅŸriklerin safında yer almasıdır. Ebu Süfyan, Mekke’nin fethinden sonra Müslüman olmuÅŸtur. Ancak torunu Yezid, Hz. Muhammed’in kabilesine karşı, Ä°slam öncesi dönemden kalma kinini sürdürmeye devam etmiÅŸtir. Yezid'in, Ä°slam dininin yasakladığı uygulamalardan olan kan davası gütme, intikam alma ve kabile taassubunu zihninden çıkaramadığıda hatta Müslümanlar ile MüÅŸrikler arasında yaÅŸanan savaÅŸlarda, Müslümanların hangi deÄŸerler için mücadele verdiklerini doÄŸru okuyamadığı anlaşılmaktadır.
Hz. Muhammed tarafından, barışı ve insanlığı önceleyen ilkelere dayalı kurulan Ä°slam Devleti, Ebu Süfyanın oÄŸlu Muaviye’nin HalifeliÄŸi döneminde kendi soyunun devlet kademelerine yerleÅŸtirildiÄŸi, Hilafetin babadan oÄŸluna geçtiÄŸi bir yönetim ÅŸekline dönüÅŸtü. Yönetim tarzı, Ä°slam öncesi Mekke sistemine benzedi.
Emevi Devletinin büyümesi ile Araplar, Arap olmayan Müslümanlardan üstün tutulmaya baÅŸladı. KabileciliÄŸin yerini ırkçılık aldı. Türkler gibi bazı milletlerin Ä°slam dinine girmelerinin gecikmesinin nedenlerinden biri de Emeviler’in bu ırkçı tutumlarıdır. Bu tutum, Emeviler’in yıkılışında önemli bir etken olmuÅŸtur.
Orta doÄŸu, Asya ve Afrika toplumlarının önemli bir kısmında, yüz yıllar boyu olumsuz yönleri düzeltilemeyen kabile sistemine dayalı yaÅŸam ÅŸekli, günümüze kadar varlığını sürdürmeyi baÅŸarmıştır.
Devam edecek………
Not: Emeviler döneminin sadece yazının konusu ile ilgili kısımları deÄŸerlendirilmiÅŸtir.