KURUMSAL
KÜBRA KAYGUSUZ Yazarın Tüm Yazıları
1995 yılında Yavuzlar köyünde doÄŸdu. Ä°lk ve orta öÄŸrenimini Yavuzlar köyünde okudu. 2009 yılında orta öÄŸrenimini tamamlayarak Darende Anadolu Ä°mam Hatip Lisesine kaydoldu. Buradan 2013 yılında mezun oldu. 2014 yılında Atatürk Üniversitesi Ä°lahiyat Fakü...
Yıl 1921 Ä°slam’ın son kalesi Anadolu kuÅŸatma altındadır. Düvel-i muazzama dört bir koldan girmiÅŸtir vatanın her bir köÅŸesine.
Yüzyıllardır cihana adalet getiren devlet türlü türlü oyunlarla diz çökmüÅŸtür, düÅŸman çetindir, düÅŸman hain.. ama bilmedikleri bir ÅŸey vardır binlerce yıldır esaret bilmeyen millet vatanı için, dini Mübini Ä°slam için, özgürlük için kadını erkeÄŸi yaÅŸlısı çocuÄŸu ile baÅŸkaldırmaktadır.
Memleketin heryerinde yanmaya baÅŸlayan ateÅŸ Åžerife Bacı’nın gönlünde de yanmaya baÅŸlamıştır artık. EÅŸi ÅŸehit düÅŸeli kim bilir kaç zaman olmuÅŸtu daha yirmili yaÅŸlarda dokuz aylık bebeÄŸi Elif ile kalakalmıştı bi başına. Cepheden haber gelir gelmez durur muhiç bebeÄŸini kaptığı gibi sırtına baÄŸlayıp kağınısına mühimmatı yükleyip yola revan oldu. Ä°nebolu’dan aldığı mühimmatı Kastamonu’ya götürecek oradan da tüm Anadolu’ya dağıtılacaktı Vatan kurtulacaktı.
Hava soÄŸuk gece de olunca iyice bastırmıştı tipi. Bu zorlu yolculukta kara öküzü dayanamayıp devriliverdi tek öküzde çekemez olmuÅŸtu bunca yükü. Yüzüne kar taneleri düÅŸünce eyvah dedi mühimmat ıslanmasın demiÅŸti kumandan hemen battaniyesiyle mühimmatın üzerini kapadı. Sahi Elif’ten de hiç ses gelmiyordu hemen eliyle yüzünü yokladı bebeÄŸinin çok ÅŸükür yaşıyordu. Ä°ndirdi sırtından mühimmatın arasına koydu üzerlerinede kendisini siper etti.
Sabah oradan geçen askerler bir bebek sesi duydular geldiklerinde gördüler kendi bedenini siper ederek mühimmatı ve bebeÄŸini korumaya çalışırken ÅŸehadete yürüyen Åžerife Bacı’yı. Ne büyük fedakarlık ne büyük cefakarlıktı..
Sahi neden çekilmiÅŸti bunca çile. Doksan üç harbinde Nene Hatun bir taraftan Plevne’yi terk etmeyen Osman PaÅŸa bir taraftan, KurtuluÅŸ savaşında Åžerife Bacılar, Çanakkale’de ciÄŸeri yırtılırcasına “ÇANAKKALE GEÇÄ°LMEZ” diye bağıran yiÄŸitler neydi bu dert, neyin davasıydı bu?
Vatanın iÅŸgalini önlemekti elbet, peki gerçekten kurtuldu mu bu topraklar iÅŸgalden, geçirtmedik mi Çanakkaleyi çiÄŸnetmedik mi vatanı?
Türkiye dünya coÄŸrafyasında dışarıdan sömürülmeyen tek ülke ama içerden sömürülen bir ülke. Zihinsel sömürgecilik. Hangi deÄŸerlerimizi kaybetmiÅŸtik bu sömürüyle bizim olan neler bize yabancılaÅŸtırılmıştı?
Åžöyle bi bakalım yakın tarihimize, Cumhuriyetin ilk yılları John Dewey’den Türkiye’nin eÄŸitimini modrnleÅŸtirmesi için bir rapor hazırlanması isteniliyor. Dewey’in atmışlı yılların sonuna kadar gizlenen o günlerde vermiÅŸ olduÄŸu yanıt çok ilginç “model zaten sizsiniz eÄŸitiminizde güncelleme yapmaya ihtiyacınız var” dese de maalesef bu tavsiyeye uyulmadı modernleÅŸtirildi (!) Türk eÄŸitim sistemi. Daha doÄŸrusu sömürgeleÅŸtirildi.
Åžu an öÄŸrenci veli hatta öÄŸretmenlerin dahi memnun olmadığı, içi boÅŸaltılmış, zorunlu eÄŸitim sistemi. EÄŸitimin zorunlusu olur mu oda ayrı bir tartışma meselesi ya neyse.
Bugün yedi milyon gencin beÅŸ milyonunun Ä°slam’la alakası yok maalesef. Neydi ki kaybettiÄŸimiz deÄŸerler bugün Fatih’in Ä°stanbul’u feth ettiÄŸi yaÅŸtaki gencimiz hala çocukluk eÄŸlencelerini bırakamıyodu, nasıl oluyordu da bugün Usame b. Zeydin ordu komutanı olduÄŸu yaÅŸta(17) bizim gencimiz daha ailesindeki sorumluluÄŸunu dahi üstlenemiyordu.
Oysa çok ilginçtir ülkeleri cetvelle böldükleri o masada tüm raporları tutan Arnold Toynbee Ä°ngilizlerin ilerde dünyanın en büyük tarihçisi diye piyasaya sürecekleri bu genç bu raporları tutarken daha 15 yaşındaydı.
BaÅŸka neler oldu bu topraklarda MaraÅŸ hani toprağını düÅŸmana teslim etmedi de kahraman oldu ya sonra her yıl kutlamalar yapıldı KahramanmaraÅŸ’ta. Kutlama ki ne kutlama ama, yetmiÅŸlerin sonuna kadar aynen ÅŸöyle yapıldı bir kürsü kuruldu ÅŸehrin meydanına normalde başı açık bir hanıma çarÅŸaf giydirilip kürsüye çıkartıldı ve başından örtüsü indirilerek sloganlar atıldı MaraÅŸ artık özgürdür diye.
Neler yapılıyordu bu topraklarda böyle, niçin sıcak yuvasını terk edip ÅŸehadete yürümüÅŸtü Åžerife Bacı, hani Çanakkale’yi geçememiÅŸlerdi, hani bu topraklar kurtulmuÅŸtu…
Evet bu topraklarda fiili bir iÅŸgal olmadı ama bu topraklar zihni iÅŸgale uÄŸrayalı çok oldu ne yazık ki. Hani gündemimizde akıllarda delice dolaÅŸan bi soru var acaba aşıyla bize çip mi takılacak? Kaç yaşında okula baÅŸlayacağımız kaç yılımızı burada geçireceÄŸimiz gün içerisinde ne zaman yemek yiyip ne zaman çalışacağımız bu yaz yeni gelen modayla neler giyeceÄŸimiz akÅŸamları otururken ailecek televizyonlarda bize nelerin empoze edileceÄŸi çoktan belirlenmiÅŸ bi hayat yaÅŸarken sizce insanlık çoktan çiplenmemiÅŸ mi?
Bu coÄŸrafyanın, bu ümmetin insanı her daim uyanık olmak zorunda. Zihnine geçirilmiÅŸ prangalardan kurtulmalı evvela. Unutmayalım ki güya evrensel deÄŸerlere sahip batı kendi insanı dışındaki insanları barbar diye nitelendirir. Oysa Ä°slam insana eÅŸref-i mahlukat der.
Batı uygarlığı nesebe dayalıdır götürdüÄŸü yer ise zillettir, Ä°slam medeniyeti edebe dayalıdır götürdüÄŸü yer ise hikmettir.
Bu sözlerimden yobazlık manası çıkmasın lütfen ilimse kesinlikle alınmalı neticede “Hikmet müminin yitik malıdır.” buyuran Peygamberin ümmetiyiz kastım kendi benliÄŸimizin yabancılaÅŸtırılıp bize uzak olan kültürlerin empoze edilmesidir.
Ä°ÅŸte bu yüzden kendi ülkümüzü unutmadan, kendi kimliÄŸimizi kaybetmeden geliÅŸim göstermeliyiz. Demek ki köklere inilmeden göklere eriÅŸmemiz mümkün deÄŸil. Dünyada beklenen milletin bir an önce köklerine inip kim olduÄŸunu hatırlaması duasıyla..